Malul Çocuk Sahibi Sigortalı Kadınlara Erken Emeklilik Fırsatı

Sosyal Güvenlik Reformu ile birlikte 1 Ekim 2008 tarihinden sonra uygulamaya giren yeniliklerden bir tanesi de, başkasının sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu olan sigortalı kadınların 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki prim ödeme gün sayılarına ödedikleri primlerin dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecektir. Ayrıca eklenen bu süreler sigortalı kadının emeklilik yaş haddinden düşürülecektir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 28. Maddesinin 8. Fıkrası hükmü gereğince, bir takım iş kollarında çalışan sigortalılara verilen fiili hizmet süresi zammı gibi sigortalı kadınlara da, başkasının sürekli bakımına muhtaç çocuğu olması ve bunu Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmesi halinde fazladan prim gün sayısı verilecektir.
Kimler yararlanabilir?
Sigortalı kadınlardan, isteğe bağlı sigortalı olan kadınlar dahil, başkasının sürekli bakımına muhtaç derecede özürlü çocuğu olanlar yararlanabilmektedir. Başkasının sürekli bakımına muhtaç derecede özürlülük, gündelik işlerini kendisi yürütemeyen, yemesi, içmesi, giyinmesi vs gibi ihtiyaçlarını başkasının yardımı olmadan yerine getirememesi halidir.
Nereye Başvurmak Gerekir?
Emeklilik veya yaşlılık aylığı talebinde bulunan ya da sigortalılıkları devam eden(çalışmakta iken) sigortalı kadınlar, bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne veya Sosyal Güvenlik Merkezlerine başvuracaklardır.
Başvuru Nasıl Yapılacak?
4(a) ve 4(b) kapsamındaki (isteğe bağlı sigortalı olanlar dahil) sigortalı kadınlar, malul çocuğunun başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğuna ilişkin tespitlerin yapılabilmesi için bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü veya Merkezinden temin edecekleri ya da Sosyal Güvenlik Kurumu’nun internet sitesinden temin edecekleri “Sevk Talep Yazısı” formunu doldurup, formun adres bilgilerinin altındaki “( ) Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğumun bulunduğunu,” seçeneğini işaretleyerek formu yine bağlı bulundukları Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ya da Merkezine başvuracaklardır. Başvurularını takiben Kurum, çocuğun maluliyetinin tespiti için yetkili sağlık kuruluşu ve hastaneye sevkini gerçekleştirecektir. Sağlık kuruluşu veya hastane hazırladığı sağlık kurulu raporuyla, çocuğun başka birisinin sürekli bakıma muhtaç derecede özürlü olduğunu tarih belirtmek suretiyle tespit edecektir.
Sigortalı Kadına Getirisi
Sağlık raporunun kurumun onayıyla birlikte sigortalı kadınların 1 Ekim 2008 tarihinden sonraki prim gün sayılarına dörtte bir oranında ilave prim gün sayısı verilecektir. Örneğin, 1 yıllık prim gün sayısına 80 gün ilave edilecektir. 360 gün ödenmiş prim gün sayısı 450 gün sayılacaktır. Ayrıca ilave edilen bu süreler, sigortalı kadının emeklilik yaş haddinden düşürülecektir. Örneğin, 52 yaşında emekli olacak sigortalı kadının malul çocuğunu Sosyal Güvenlik Kurumu’na tescil ettirmesinden sonra 4 yıl sigortalılık çalışmasına verilen 1 yıllık süre, emeklilik yaşını da 51’e düşürecektir.
Son olarak, başkasının bakımına muhtaç derecede malul çocuğu olan sigortalı kadınlar için hem daha az prim ödeme hem de daha erken emekli olma şansı getiren bu düzenlemeyi şartlara uyan sigortalı kadınların kaçırmamasını öneririz. Ayrıca sevk işlemlerine ilişkin tüm masraflar kurumca karşılanacak olup sigortalı kadınlar çocuklarının maluliyet tespiti için fazladan masraf yapmayacaklardır…

Devamını Oku!

Ödenen Sigorta Primleri Hangi Şartlarda Toptan Geri Alınabilir?

Tüm çalışanlar, çalışma hayatları boyunca malullük, yaşlılık ve ölüm risklerine karşı ya da kısa vadeli olarak geçici risklere karşı önlem almak için sigorta primi öderler. Bu primler hizmet akdi ile bir işyerinde çalışanlar adına işvereni tarafından, kendi adına çalışanlar içinde kendileri tarafından her ay Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenir. Ödenen bu primler, uzun vadeli sigorta primleri, kısa vadeli sigorta primleri ve genel sağlık sigortası primleridir. Ödediğimiz veya adımıza ödenen bu primlerin bir kısmının karşılığını çalışma sürecimizde alırız. Hastalık, analık, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle çalışamadığımız her gün için geçici iş göremezlik ödeneği olarak, sağlık kuruluşuna başvurduğumuzda tıbbi ürün ve hizmet olarak yararlanırız. Ancak ödediğimiz bazı primlerin ise şartlarını yerine getirmezsek faydasını göremeyiz. Peki, şartlarını yerine getiremediğimiz için atıl kalan ödenmiş primlerimiz ne olacak? Geri alabilir miyiz, alırsak hangilerini alırız. Bu yazımızda bu konuyu işleyeceğiz.
Ödenen bu primlerin sigortalının kendisine ve hak sahibine toptan geri ödenmesi iki durumda söz konusudur.
1- Yaşlılığa Bağlı Toptan Ödeme: Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan sigortalının veya işyerini kapatan sigortalının emekli olabilmesi için gerekli yaş şartını doldurmasına rağmen diğer şartlarını yerine getirememesi nedeniyle malullük, yaşlılık aylığı bağlanamaması durumunda, sigortalının ödediği primler yazılı istekte bulunmasıyla kendisine ödenir.
2- Ölüme Bağlı Toptan Ödeme: Sigortalının ölümü halinde, hak sahiplerine aylık bağlanamaması durumunda, hak sahiplerinin yazılı talepleriyle kanundaki hakları oranında kendilerine toptan ödeme yapılır.
Hangi primler geri verilir?
4/a (eski SSK’lı) sigortalılar için, 1 Ekim 2008 tarihinden önceki kendi adına ödenen hem işçi primi hem de işveren primi, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra ise sadece kendi ücretlerinden kesilen işçi primlerden,
4/b (eski Bağ-kur’lu) sigortalılar için, 1 Ekim 2008 öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın ödedikleri primlerden,
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri toptan ödenir. edilir. Ayrıca sigortalıların varsa hizmet borçlanmaları (askerlik borçlanması vs), isteğe bağlı sigorta primleri toptan ödemeye dahil edilir.
Hangi primler iade edilmez?
Kısa vadeli sigorta kolları kapsamında; iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık ile genel sağlık sigortası için ödenen primler iade edilmez.
Primlerin Güncellenerek Ödenmesi
1 Ekim 2008 tarihinden önceki primler için güncelleme yapılmayıp, 1 Ekim 2008 tarihindeki toplam prim tutarına, yazılı talep tarihi ile 1 Ekim 2008 arasındaki süre kadar güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödenmekte,
1 Ekim 2008 tarihinden sonraki iadeye konu primler de, primin ait olduğu yıldan talep tarihine kadar güncelleme katsayısı ile güncellenerek ödenmektedir.
Prim iadesi için başvuru şartları:
Yaşlılığa bağlı iade için,
- Herhangi bir işyerinde çalışan sigortalılar (4/b) için işten ayrılmış olmak, 4/b sigortalılar da işyerini kapatmış olmak,
- Yaş şartını doldurmuş olmak, (eski SSK’lı ve Bağ-Kur’lu kadınlar için 58, erkekler için 60 yaş)
Şartlarını yerine getirenler, tahsis talep dilekçesi ile bağlı bulundukları sosyal güvenlik kurumu il müdürlüğü veya merkezine başvurmaları gerekir.
Ölüme bağlı toptan ödeme talebinde bulunan sigortalının hak sahipleri ise, tahsis talep dilekçesi ile birlikte,
Çocuklardan, 18 yaşını doldurmayanlar hariç, 25 yaşını doldurmamış durumdaki öğrenim görenler eğitim gördükleri okullardan alacakları öğrenci belgesi,
Çalışma gücünün %60’ını kaybetmiş durumda malul olanların sağlık kurulu raporu ile
Başvurularını yapmaları gerekir…


Devamını Oku!

Gelir ve Aylıklarda Hak Düşürücü Süre ve Zaman Aşımı

Sigortalıların iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası kapsamında kendilerine, ölümleri halinde ise hak sahiplerine bağlanacak olan gelir ve aylıklar ile hak sahiplerine verilecek olan toptan ödeme, evlilik ödeneği, cenaze ödeneği gibi yardımların 5 yıllık süre içinde kullanılmaması durumunda zaman aşımına ve hak düşürücü süreye uğrarlar.
Zaman aşımı uygulaması, iş kazası, meslek hastalığı, vazife Malullüğü ve ölüm hallerinde bağlanan gelir ve aylıklar için uygulanmakta olup, hakkın kazanıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde istenmeyen kısmı zaman aşımına uğrar.
Hak Düşürücü Süre ise Kısa Vadeli Sigortalardan ve ölüm sigortasından kazanılan geçici iş göremezlik ödeneği, evlenme ve cenaze ödenekleri ile ölüm toptan ödemeleri, hakkın doğduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde istenilmemesi durumunda düşer. 5 yıllık süre hak düşürücü süre olması nedeniyle, bu hakların doğduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde istenilmemesi durumunda, hak sahibine bir daha ödenmez.
Hak düşürücü süre ve zamanaşımı uygulaması, 5510 sayılı Kanun’un 97. Maddesi, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin de 127. Maddesi ile düzenlenmiştir. Şimdi sırasıyla her iki uygulamayı sırayla inceleyelim.
Zaman Aşımı Uygulaması:
- Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazası, meslek hastalığı ve ölüm hallerinde bağlanması gereken gelir ve aylıkların, hakkın kazanıldığı, yani iş kazasının olduğu, meslek hastalığının tespit edildiği, sigortalının öldüğü tarihten itibaren 5 yıl içinde istenmeyen kısmı zaman aşımına uğrar. Zaman aşımına uğrayan sürenin tespitinde: sigortalı ve hak sahiplerinin talep tarihlerinden geriye doğru gidilerek 5 yıla kadar ki bölümü sigortalı veya hak sahibine gelir ve aylık verilir, ancak 5 yılı aşan süre zamanaşımı olarak değerlendirilip verilmez.
- Gaiplik durumunun söz konusu olduğu durumlarda, zaman aşımı süresinin başlangıç tarihinin tespitinde sigortalının gaipliğine ilişkin kararın kesinleştiği tarih dikkate alınır. Bu nedenle, hak sahiplerine bağlanacak gelir ve aylıklarla yapılacak toptan ödemeler ve genel sağlık sigortasına ilişkin alacaklarının zaman aşımı süresi bu tarihte başlar.
- Sigortalıların ve hak sahiplerinin zaman aşım süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmemelerinin haklı bir sebebe dayanması durumunda ve bu durumu ispat etmeleri durumunda, zaman aşımı süresi uygulanmayacak olup gelir ve aylıklar ödenecektir.
Hak Düşürücü Süre Uygulaması:
Kısa vadeli sigorta kollarından ve ölüm sigortasından kazanılan, gelir ve aylıkların dışındaki diğer haklar, geçici iş göremezlik ödeneği, evlenme ödeneği, cenaze ödeneği, emzirme ödeneği ile ölüm toptan ödemeleri hakkın doğduğu tarihten itibaren 5 yıl içinde talep edilmez ise düşer. Bu haklara ilişkin hak düşürücü süre işlediğinden, 5 yıl içinde istenilmez ise, bir daha talep edilemez.
Mülga SSK ve Bağ-Kur Kanunları Kapsamındaki Süreler:
Gelir ve Aylıkların zaman aşımı süresi hesaplanırken, Mülga SSK ve Bağ-Kur Kanunlarına göre sigortalının iş kazası geçirdiği, meslek hastalığına tutulduğu veya öldüğü tarihten sonraki süreler dikkate alınırken, 5510 Sayılı Kanuna göre ise talep tarihinden önceki süreler dikkate alınmaktadır.
Ölüm tarihine göre bağlanmakta olan gelir ve aylıkların başlangıç tarihinin 1 Ekim 2008’den önce olursa öncelikle yürürlükten kaldırılan Sosyal Güvenlik Kanunları’na göre bakılarak, 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle 5 yıllık süre dolması halinde bu süre hak sahiplerine ödenmeyecektir. Sonra da, hak sahiplerinin talep tarihine bakılarak talep tarihinden geriye doğru 5 yıllık sürenin dolmamış olması halinde 5510 Sayılı Kanun kapsamında işlem yapılacaktır…
Örneklersek:
30.12.2001 tarihinde vefat eden sigortalının, hak sahipleri 29.08.2009 aylık talebinde bulunmuş olsunlar. Ölüm aylığının başlangıcı ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 1.1.2002 olup, öncelikle 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle durum değerlendirilecektir.
Kanunun yürürlük tarihinden, ölüm aylığının başlangıç tarihi çıkarılacaktır.
01.10.2008- 01.01.2002= 6 yıl 9 ay. Görüldüğü gibi, 5 yıllık zaman aşımını geçtiği için, 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008 tarihine kadar olan aylıklar ödenmeyecektir.
Bu durumda, 5510 sayılı Kanun’a göre hesaplama yapılarak, talep tarihinden Kanun’un yürürlük tarihi çıkarılarak,
25.08.2009 – 01.10.2008 = 10 ay 24 gün geriye dönük hak sahibine ödeme yapılacaktır…

Diyelim ki;
Sigortalının ölüm tarihi, 17.09.2004 tarihi olsun, hak sahipleri 20.11.2008 tarihinde aylık talebinde bulunmuş olsun.
Ölüm aylığı başlangıç tarihi, ölüm tarihini takip eden aybaşı olan 01.10.2004’tür.
Kanunun yürürlük tarihinden, ölüm aylığının başlangıç tarihini çıkarttığımızda,
1.10.2008-1.10.2004= 4 yıl. 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi itibariyle zaman aşımı süresi dolmadığından değerlendirme ona göre yapılacak olup,
Talep tarihinden, ölüm aylığı başlangıç tarihi çıkartılarak,
20.11.2008 – 01.10.2004= 4 yıl 1 ay 19 gün olduğu için zaman aşımı süresi uygulanmayıp, geriye dönük ödeme yapılacaktır…

Devamını Oku!